İyigünler! Web siteme hoş geldiniz. Adım Tolun Çerkeş. Burası meyveteryan’lıkla ilgili bilgilerimi paylaştığım, bunun sağlığımız ve çevreyle bağlantısını araştırdığım, çevre sorunlarına dair görüşlerimi tartıştığım ve kişisel deneyimlerimi aktardığım kişisel web sitem.

Meyve ve Kuruyemişlerin Enerjisi: Meyveci beslenmenin insan vücuduna çok büyük faydalar sağlayabileceğine inanıyorum. Hayatımda kendimi hiç bu kadar güçlü hissetmediğim halde sadece meyve ve kuruyemiş yediğim zamanlar oldu. Sanki o meyveler aracılığıyla bedenime gizemli bir enerji aktarılıyordu. Meyveci diyetine her başladığımda kendimi daha iyi ve enerjik hissettim. Bütünlük hissine kapıldım, vücudumun her hücresinin kontrolümde olduğunu hissedebiliyordum. Vücudumun her yerinde çok yüksek bir enerji vardı ve sanki kanatlarım olsaydı uçabileceğimi hissettim!

Sağlıklı bir beslenme, bize sağlık için yemenin iyi olduğu söylenen, sınırsız zengin gıda çeşitlerinin tüketilmesini gerektirmez. Sağlıklı beslenme aynı zamanda besin çeşitliliğini ve miktarını da sınırlıyor olabilir. Her şeyi tüketmek yerine daha az çeşitlilik tüketmek daha sağlıklı ve daha çevre dostu olduğundan veganlık ve hatta meyvecilik burada bir seçim olabilir. Taze meyve ve kuruyemişler açısından zengin olan bu beslenme, vücudumuza yük bindirmekten kaçınır ve daha verimli bir enerji sistemi sağlar. Üstelik bu yaşam tarzını benimsemek çevreye olumlu katkı sağlayarak meyve ve fındık ağaçlarının çoğalmasına neden olabilir.

Besin Açısından Zengin Seçimler: Zeytin, fındık, antep fıstığı, kuru üzüm, ceviz ve badem gibi meyve ve kuruyemişlere odaklanarak protein, karbonhidrat, yağ ve mineral dengesinin iyi bir kombinasyonunu bulabiliriz. Bu gıdalardan daha fazla tüketmek sadece sağlığımızı iyileştirmekle kalmıyor, aynı zamanda pazarlarda bunlara olan talebin artacağından yeni ağaçların yetişmesinde de rol oynuyor.

İnsan Evrimine Bir Bakış: Evrimsel geçmişimize baktığımızda, evrimimizin ilk aşamalarında insanların esas olarak meyvelerle geçindiğini düşünüyorum. Evimiz olarak hizmet veren ağaçlara yuvalanmış, bol miktarda sulu meyve ve kuruyemişlerin bizi beslediği güzel bir tropikal ortamda, muhtemelen Afrika’da büyüdük. Dişlerimizin yapısından ağzımızdaki ve midemizdeki enzimlere kadar anatomimiz, vejetaryen türlerin özelliği olan uzun süreli sindirime adaptasyonumuzun kanıtıdır.

Tolun Çerkeş

Yazar Tolun Çerkeş Ayvalık’ta Sıcak Bir Yaz Gününde

Güneş Biyoenerjisinden Yararlanmak: Güneş’ten toplanan meyvelerin biyoenerjetik değerini vurgulayan Jean Dries’in görüşlerini gerçekten beğeniyorum. Yapraklar toplayıcı görevi görerek güneş biyoenerjisini dalları aracılığıyla meyvelere aktarır. Özellikle ananas ve mango gibi sulu tropikal meyveler, iyileştirici özelliği olduğuna inanılan bu biyoenerji açısından zengindir.

İklim Zorluklarının Üstesinden Gelmek: Teknolojideki ilerlemeler, daha soğuk bölgelerde bile meyve ve sert kabuklu yemişlerin yetiştirilmesini mümkün kılmaktadır. Eğer bu tür ortamlarda çiftlik hayvanları yetiştirebiliyorsak, meyve ağaçları yetiştirmek için neden sıcaklık kontrollü güneş enerjisiyle çalışan seraları kullanmıyoruz? Soğuk iklimlerde yaşayan bireylerin ihtiyaç duyduğu kalori, enerji, protein, karbonhidrat, yağ, mineral ve vitaminler gibi besin ihtiyaçları doğal olarak meyve ve kuruyemişlerde mevcuttur. Bunu, Sibirya kışında başarılı bir şekilde meyveci beslenmeyi takip etmiş biri olarak kişisel deneyimime dayanarak doğruluyorum.

Verimli Bir Dünya Vizyonu: Ana beslenmenin meyve ve kuruyemişlerden oluştuğu bir dünya hayal edin. Bu dönüşüm yalnızca gezegenin güzelliğini geri kazandırmakla kalmayacak, aynı zamanda ağaçların çoğalmasına da katkıda bulunacaktır. Ağaç popülasyonlarında ortaya çıkan artış, havayı temizleyecek, nesli tükenmekte olan yaban hayatı için daha güzel bir ortam sağlayacak ve et endüstrisinin sera gazı emisyonları ve habitat kaybı üzerindeki zararlı etkilerini ortadan kaldıracaktır. Milyarlarca ağacı kapsayan bu vizyon, azalan oksijen seviyelerini yenileme, daha sağlıklı yaşamları teşvik etme ve Dünya üzerindeki varlığımızı doğayla uyum içinde sürdürme potansiyeline sahiptir.

Acil Eylem Çağrısı: Bilim insanları, gezegenimizin hızla yok olacağı konusunda sert bir uyarıda bulunuyor. Doğal yaşam alanımızı korumazsak bir asır sonra varlığımız tehlikeye girebilir. Önümüzdeki zorluklar oldukça önemli. Tarih bize, değişen koşullara uyum sağlayamayan türlerin ne yazık ki yok olduğunu söylüyor. Yaklaşık 4 milyar yıllık bir evrimin ardından bu şekilde sona ermek üzücü olur. Bu şekilde bitirmeyelim, her eylem önemlidir.

Bu konuyla ilgili yazdığım diğer bir yazı Özel Türkiye Turlarıyla ilgili ticari websitemin https://privatetourturkey.com/en/vegetarian/ sayfasında bulunabilir.